HİYERARŞİ

Doğrusu insanların terliklerini köpek getirmelidir. 🙂
Aksi olduğunda yani siz ona terliklerinizi götürürseniz problemler başlayacaktır.

Hiyerarşide sizden üst basamakta olan köpek neden sizi dinlesin? Bu durumda o dünyayı kendisinin yarattığını yorumlar ve kendi kurallarını koyar. Sonuç mu? Sonuç şudur: Alt basamakta olan bir insan oyuncaktır ve saygı duyulmaz. Alt basamaktaki canlı onundur ve köpek yönlendirir. Dolayısıyla verilen eğitimler başarısız olur. Hatta bu beraberlikte olabilecek en kötü şey olur ve insan ısırılır. Bazen bu ısırmalar uç noktalara kadar gider. Bu tarz olaylara zaman zaman yazılı ve görsel medyada ya da çevremizde rastlamaktayız. Ve sonuçları hiç de hoş değildir. Köpeğin ve profesyonel eğitmenlerin gözünde bu gayet normal olsa da köpek sahipleri bu tarz davranış bozukluğunu kavrayamaz. Oysa yaşamlarında köpeğin liderliğini insan vermiştir ona.

Kurallardan yoksun halde yetiştirilen köpekler ne yazık ki ülkemizde oldukça fazla. Diğer ülkelerde ise bu denge çok daha iyi ortaya konulmaktadır.

Bu noktada benim inandığım bir şey var. Türkiye’de köpek insan birlikteliği halen emekliyor. Ancak önümüzdeki 20 yıl içinde yürümeye ve sonrasında koşmaya başlayacaktır. Her geçen gün çok daha iyiye gidiyor olduğumuzu düşünüyorum. Artık bilinçli köpek sahibi iyi yetiştirilmiş bir köpekle mutlu olacağını biliyor.

Peki, hiyerarşik düzende liderlik nasıl sağlanır?

Belirttiğim gibi köpeğinize bazı kurallar koymalısınız. Bu kurallar onun zaten ihtiyaç duyduğu, bir liderin yönlendirmesiyle olacaktır. Sizlerin de kolaylıkla uygulayabileceği çok basit şeylerdir bunlar.

Örneğin;

• Ev, apartman ve bahçe kapısından ilk önce siz girip siz çıkmalısınız. Birçok köpek gezdirilmeye çıkarılırken heyecanlanıp karga tulumba dışarı fırlıyor ve oldukça zor anlar yaşanıyor. Oysa yol arkadaşınız kapılarda size saygı duyup önden sizin çıkmanızı beklemek zorundadır. Bunu önlemek için çekiştirdiğinde, “HAYIR” sözlü uyarısından hemen sonra elinizde tuttuğunuz gezdirme kayışından birkaç kez onu frenleyecek bir sertlikte çekmeniz gerekiyor. Bir kaç defa bu uyarıya maruz kalan köpek, kısa süre sonra kapıya geldiğinde duracak ve sizin geçmenizi bekleyecektir. Doğru davranışı sergileyerek sizden sonra kapılardan çıkan köpeğinizi gerek sözlü gerekse fiziki olarak ödüllendirmelisiniz. “AFERİN” sözlü ödülünden hemen sonra el açık şekilde sevmelisiniz.

• Yemek yemenin de bir usulü vardır elbette. Burada da kural değişmez. İlk ÖNCE siz yemeğinizi yemelisiniz, ardından yol arkadaşınız. Genelde tam tersi yapılıyor. Bu oldukça yanlıştır. Maalesef köpek sahipleri yemek sırasında yol arkadaşları rahat bıraksın diye sofraya oturmadan ilk onun yemesini sağlıyor. Oysa unutmayın her şeyi ilk liderler yaparlar. Buradan yola çıkarak; yemeği ilk olarak ev üyeleri yemelidir ve masadan herhangi bir yiyecek köpeğe kesinlikle verilmemelidir. Köpeğiniz SONRA yerinde ve kabında yemeğini yemelidir.

• “Sofraya gelip dilenmelerini engellemek için neler yapabiliriz peki?” diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Bunun için de yapılabilecek şeyler var elbet. Örneğin bunun için, yemek saatinde elinize tazyikli bir su tabancası alın, dilendiği vakit hayır sözlü uyarısından sonra yüzüne su fışkırtın…bu yöntem  köpeğinizi frenleyecek ve sofradan uzak durmasını sağlayacaktır. Bu eğitim devam ederken asla ve asla masadan yemek verilmemelidir. Çünkü bunu alışkanlık edinen köpeği frenlemek her geçen zaman daha da zorlaşır ve yorucu bir hal alır. Kısacası köpek saatinde ve mama kabında yemeğini yemelidir. Her seferinde uygulanan bu yöntem   şartlanmasına sebep olacaktır. Göreceksiniz birkaç gün daha geçtikten sonra siz sofraya oturduğunuzda her seferinde uzaklaşacaktır. Artık size yemeğinizi bitirene kadar saygı duyacak ve masanıza gelmeyecektir. Sonra mı?  Bunu gerçekleştirmek sadece birkaç gününüzü alacaktır.